Şeriatla yönetilen Suudi Arabistan, son yıllarda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın "Vizyon 2030" hedefleri doğrultusunda önemli sosyal ve ekonomik reform adımları atmış olsa da, kadınların toplumsal hayattaki görünürlüğü ve özgürlükleri hâlâ ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya. Özellikle kadın bedeninin doğrudan odak noktası olduğu oryantal dans gibi sanatsal ve fiziksel ifade biçimleri, toplumun geniş kesimlerinde hala hassas bir tabu olarak kabul ediliyor. Bu durum, başkent Riyad'da bir grup kadını, tutkularını ve özgürlük arayışlarını kapalı kapılar ardında, gizli oryantal dans derslerinde yaşamak zorunda bırakıyor.
Bu gizemli buluşmalar, kadınların hem fiziksel hem de ruhsal özgürleşme alanları haline gelirken, aynı zamanda kimliklerinin açığa çıkmasından duydukları derin endişeyi de beraberinde getiriyor. AFP'nin dikkat çektiği üzere, derslere katılan hiçbir kadın ismini vermek istemiyor, yüzler özenle kameralardan saklanıyor. Bu durum, ülkedeki reform söylemlerine rağmen, kadınların bedenleri ve kamusal alandaki varlıkları üzerindeki toplumsal baskının ne denli güçlü olduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Riyad'ın Kapalı Kapıları Ardındaki Dans Tutkusu: Neden Gizlilik Esas?
Oryantal dans, birçok kültürde bir sanat formu, bir spor veya bir kendini ifade biçimi olarak kabul edilirken, Suudi Arabistan'da durum oldukça farklı. Geleneksel ve muhafazakar değerlerin hakim olduğu bu coğrafyada, kadınların toplumsal yaşamdaki rolleri ve hareket alanları katı kurallarla belirlenmiş durumda. Dansın, özellikle de kadın bedeninin ön planda olduğu oryantal dansın, bu kurallara aykırı olduğu düşüncesi yaygın. Bu nedenle, oryantal dans öğrenmek isteyen kadınlar, toplumsal yargılamalardan, dışlanma korkusundan ve potansiyel yasal sonuçlardan kaçınmak için gizliliği tercih ediyorlar.
Başkent Riyad'daki fitness salonlarında özel olarak ayarlanan bu dersler, kadınlara kendilerini rahat ve güvende hissettikleri bir ortam sunuyor. Dersler sırasında salonların kapıları kilitleniyor, herhangi bir görüntünün veya bilginin dışarı sızmaması için titizlikle önlemler alınıyor. Kadınlar, burada kendilerini özgürce ifade edebiliyor, müzikle birlikte bedenlerini hareket ettirmenin verdiği coşkuyu yaşayabiliyorlar. Bir katılımcının AFP'ye aktardığı gibi: "Burada kendimizi rahat hissediyoruz ama bunu dışarıda yaşamak hâlâ mümkün değil." Bu ifade, gizli derslerin hem bir kaçış hem de bir direniş alanı olduğunu ortaya koyuyor. Kadınlar, bu özel alanlarda sadece dans etmekle kalmıyor, aynı zamanda benzer düşünen bireylerle bir araya gelerek dayanışma ve ortak bir kimlik duygusu da geliştiriyorlar.
Reform Rüzgarları Eserken Tabuların Gölgesinde Kadınlar: Sosyal Değişimin Sınırları
Suudi Arabistan, son yıllarda sinema salonlarının yeniden açılması, uluslararası konserlerin düzenlenmesi ve kadınların araç kullanma yasağının kaldırılması gibi önemli sosyal liberalleşme adımlarıyla dünya gündemine gelmişti. Kadınların spor etkinliklerine katılımının artırılması ve işgücüne entegrasyonu gibi alanlarda da ilerlemeler kaydedildi. Ancak, oryantal dans gibi "kadın bedenine doğrudan odaklanan" ve "cinselliği çağrıştırdığı" düşünülen aktiviteler, bu reform rüzgarlarının dışında kalmaya devam ediyor. Toplumun derinlerine işlemiş tabular, bu tür faaliyetlerin kamusal alanda kabul görmesini engelliyor ve kadınların bireysel ifade özgürlükleri üzerindeki baskıyı sürdürüyor.
Uzmanlar, bu gizli dans derslerinin, ülkedeki sosyal değişimlerin yüzeysel kaldığını ve kadınlara yönelik toplumsal sınırların reformlara rağmen büyük ölçüde yerinde durduğunu gösterdiğini belirtiyor. Kadınların sanatsal ifade ve kişisel gelişim arayışları ile toplumsal normlar arasındaki bu gerilim, Suudi Arabistan'ın modernleşme sürecindeki en önemli zorluklardan biri olarak öne çıkıyor. Bu durum, kadınların kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılımının önündeki engelleri aşmak için nasıl yaratıcı yollar bulduklarını da gözler önüne seriyor. Örneğin, farklı coğrafyalardaki kadınların kültür ve sanat alanındaki çabaları, Suudi kadınlarının yaşadığı bu durumu daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Dans, Özgürlük ve Kimlik: Bir Direniş Biçimi Olarak Oryantal Dansın Anlamı
Oryantal dans, sadece estetik bir hareket silsilesi olmaktan öte, birçok kadın için bir özgürleşme aracı. Bedenleriyle barışık olma, duygularını ifade etme ve geleneksel kalıpların dışına çıkma fırsatı sunuyor. Suudi Arabistan'daki kadınlar için bu, özellikle önemli bir anlam taşıyor. Toplumun onlara biçtiği rollerin ötesinde, kendi benliklerini keşfetme ve onaylama yolu oluyor. Dersler sırasında kilitli kapılar ardında yaşanan bu anlar, onlara yargılanma korkusu olmadan hareket etme ve var olma şansı veriyor. Bu bağlamda, dans; bir spor, bir sanat ve aynı zamanda bir direniş eylemi olarak ortaya çıkıyor.
Bu gizli buluşmalar, aynı zamanda kadınların dayanışma ağları kurmasına ve benzer düşünen bireylerle bir araya gelmesine olanak tanıyor. Bu, kültürel ve sanatsal ifade alanlarının kısıtlı olduğu bir ortamda, kadınların kendi topluluklarını oluşturma ve birbirlerine destek olma biçimlerinden biri. Kadınların bu tür sanatsal etkinliklere olan ilgisi, Türkiye'nin farklı şehirlerinde, örneğin Kırşehir kültür sanat etkinliklerinde de görüldüğü gibi, evrensel bir arayışın parçası olabilir. Suudi Arabistan'da sinema salonlarının açılması gibi adımlar, kadınların kültürel etkinliklere erişimini artırsa da, oryantal dans gibi daha "hassas" kabul edilen alanlarda hâlâ büyük bir boşluk olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda, film izlemek gibi diğer sanatsal faaliyetler daha kolay erişilebilirken, dans gibi beden dilini kullanan sanatlar için durum farklılık gösteriyor.
Özetle, Suudi Arabistan'daki gizli oryantal dans dersleri, ülkenin modernleşme yolculuğunda karşılaştığı karmaşık sosyal dinamiklerin ve kadınların özgürlük arayışlarının canlı bir örneğini sunuyor. Reformlar devam etse de, kadınların bireysel ifade özgürlükleri ve toplumsal kabullerin değişimi arasındaki dengenin henüz tam olarak sağlanamadığını gözler önüne seriyor ve bu durum, kadınların kendi alanlarını yaratma konusundaki kararlılıklarını pekiştiriyor.